
İstanbul’un, vapur sesleri ve martı çığlıklarıyla yankılanan sokaklarında ve evlerinde, çığlık çığlığa, omuz omuza, sırt sırta, dudak dudağa, el ele, yumruk yumruğa, göz göze, yanak yanağa yaşayan insanları: Ali ve babası Rasih... Terzi Neriman ve oğlu Keten... Karnında bebeğiyle İpek... Kapıcı Rıza, karısı Selvi ve oğlu Çetin... Mahallenin kasabı Kemal... Neriman’ın köpeği Çakır. İpek’in kiracısı cimnastikçi Ümit, eski boksör Aytekin ve dostu Zambak... Film Ali’nin geçirdiği bir kaza ile başlıyor. Ali, kazada hafızasını kaybediyor. Filmin bütün ‘insanları’ kendilerini Ali’nin kafa karışıklığı ile gelen bir karmaşanın içinde buluyorlar: Bu karmaşa hergünün karmaşası, bu karmaşanın bir başka adı, hayat. Bu karmaşayı, elden ele dolaşan, sahibini arayan değerli bir yüzük ve uzak bir hırsızlık hikâyesi ve yalan bir polis soruşturması daha da renklendiriyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder